Sayfalar

9 Haziran 2019

Muhammad: The Messenger of God / Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi (2015)

Peygamber'in doğumu ile başlayan ve onun 13 yaşına kadar ki hayatına odaklanan, senaryosunu Mecid Mecidi ile Kambuzia Partovi'nin birlikte kaleme aldığı "Muhammad: The Messenger of God" (Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi, 2015) filminin henüz proje aşamasındayken bile birçok tartışmanın ana konusu olacağı belliydi. Öyle ya, sonuçta Peygamber'in sinema perdesinde gözükecek olması, herkesin kolaylıkla kabul edeceği türden bir fikir değildi! Hatırlarsanız film, 7 yılın sonunda tamamlanıp vizyon için gün saydığında, eleştiriler de artarak devam etti. Neticesinde 3 yılda tamamlanan dev platolarda çekilen, 30 milyon dolarlık bütçesi ile İran sinemasında bugüne kadar çekilmiş en büyük bütçeli yapım payesini elde eden bu görkemli film, haksız eleştirilerle birkaç cümleye indirgendi ve hatta kimilerince tek bir karesi dahi izlenmeden "aforoz" edildi! Anlayacağınız bu film, ne halkın sevgisini kazanabildi ne gişede büyük başarılar elde edebildi ne de ödüllere boğuldu. Sessiz sedasız bir şekilde unutulup gitti. Peki, Mecidi'nin bu cesur ve iyi niyetli çabası, gerçekten de bunca eleştiriyi hak ediyor muydu?


25 Haziran 2017

The Message / Çağrı (1976)

Geleneksel sanatlarda kendisini ziyadesiyle hissettiren din, belki de kaçınılmaz olarak sinema gibi modern sanatlarda da kendisine yer bulabilmiştir. İlk olarak 1898 yılında Georges Melies’in yönettiği The Temptation of Saint Anthony filmiyle dinin sinemada konu edilişine tanık oluruz. Bu ilk filme birkaç yıl sonra yenileri eklenmeye başlar. Örneğin Lucien Nonguet ve Ferdinand Zecca’nın yönettiği 1903 yapımı Life and Passion of the Christ bunlardan biridir. Böylece 20. yüzyılın başlarından itibaren günümüze kadar din konulu filmler beyazperdeye yansımaya devam eder.


2 Temmuz 2016

Theeb (2014)

Hayatta kalma hikâyelerinde, mülayim ve zayıf olan insanın, daha sonradan hiç beklenmedik şeyler yapması, görmediği ve yaşamadığı şeyler içinde korkuları ve bilgisizliğiyle boğulurken bir anda kabuğundan güçlü ve “kendisi” olarak çıkması dikkat çeker. Peki, gerçekten bu ortaya çıkan, insanın kendisi midir, yoksa sonradan öğrendikleriyle mi bu hale gelir?

Bu sene Ürdün’ün Oscar adayı olan Theeb, daha önce kısa metraj filmler çeken Ürdün asıllı İngiliz Naji Abu Nowar’ın ilk uzun metraj filmidir. Filmin senaryosu da yazan Naji Abu Nowar, 71. Venedik Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödülünü almayı başarmıştır. Ayrıca BAFTA’da aday olduğu “En İyi Çıkış Yapan İngiliz Senarist, Yönetmen ve Yapımcı” ödülünü de kazanmıştır.


28 Temmuz 2015

Offside / Ofsayt (2006)

Sadece İran Sineması değil Dünya Sineması söz konusu olduğunda da önemli bir yönetmen olarak adı anılması gereken Muhsin Mahmelbaf, Hamid Dabaşi ile yaptığı bir söyleşide şöyle bir cümle kullanıyor:

“Cinsiyet ayrımcılığı İran’ın kültürel bir özelliğidir.”

Aslında bunu dünya geneline yaymak o kadar da zor değil. Hatta bu dünya, “Kadın insan mıdır?” tartışmalarını dahi görmüştü. Bu yüzden, farklı ülkelerde olması ya da aradan ne kadar zaman geçtiği önemli değil; önemli olan cinsiyet ayrımcılığı hala devam ediyor. Bu İran veya başka bir ülke olsun, hiç fark etmez!


9 Mayıs 2015

Niwemang / Half Moon / Yarım Ay (2006)

Sinemayı küçüklüğümden beri seviyorum. Bununla beraber sinemanın teknik kısmı hakkında pek fazla fikir sahibi olmadığımı da belirtmeliyim. Bu yüzden bu değerlendirmem, filmin üzerimde bıraktığı etkinin bir ifadesi olmanın ve film hakkındaki şahsi görüşlerimin ötesine geçemez. Fakat yine de benim için çok önemli ve değerli bir yönetmen olan Bahman Ghobadi ve onun etkileyici filmlerinden biri olan “Yarım Ay” hakkında bir şeyler yazmak mutluluk verici.


28 Nisan 2012

Marmoulak / The Lizard / Kertenkele (2004)

Birazdan okuyacağınız bu yazı, film ile ilgili sürprizleri bozacak bilgiler içermektedir!

Bismillahirrahmanirrahim…

Ayetullah Beni Fazl’ın şu fetvası ile yazıma başlamak istiyorum:

Sinema Allah’a götüren yollardan biridir.


12 Nisan 2012

Beed-e Majnoon / The Willow Tree / Söğüt Ağacı (2005)

Birazdan okuyacağınız bu yazı, film ile ilgili sürprizleri bozacak bilgiler içermektedir!

Bismillahirrahmanirrahim…

Ünlü Hint yönetmen Satyajit Ray’in şu sözü ile yazıma başlamak istiyorum:

Batı’nın çok şeyi var, teknoloji, sağlık, refah… Ancak bir şeyi yoktur ve o da, Batı insanının bir zamandan beri şaşırmayı unutmuş olmasıdır. Artık hiçbir ilmi keşif, refah seviyesini yükseltecek yeni bir imkân sizi şaşırtmıyor. Fakat Şark Şiiri kesinlikle sizi şaşırtacaktır.


6 Şubat 2012

Paradise Now / Vaat Edilen Cennet (2005)

Ölüm korkusuyla yaşıyorsan, zaten ölüsündür.

İşte… Filistin tam karşımda… Eğer şu ilerideki İsrail askerlerinin kontrol noktasından geçebilirsem, Filistin’e girebileceğim. Muhtemelen aklında bu düşüncelerle cesaretini toplayan Suha, sonunda kontrol noktasına doğru ilerliyor.


5 Şubat 2012

Ta’m e Guilass / Taste of Cherry / Kirazın Tadı (1997)

Acımı anlayabilirsiniz ama acımı hissedemezsiniz!

Ne arıyor bu adam? Bir şey mi, birini mi? Evet evet birini arıyor! Fakat kimi? İşçilere baktığına göre yaptıracağı bir işi olmalı. Bir inşaat işi falan herhalde… Ama o kadar işçinin içinden bir kişiyi bile seçmedi ya da seçemedi. Acaba nasıl birini arıyor; güçlü birini mi yoksa az para isteyecek birini mi? Ama yüzüne baktığını geçiyor, konuşmuyor bile…