Tarihsel gerçeklere dayanan bir çizgi roman yapmak, herhalde kurmaca bir dünya yaratmaktan çok daha zor olsa gerek. Zira meseleyi çizgilerle anlatırken hedefinizden sapmanız ya da yanlış anlaşılmanız olasılık dahilinde olduğu gibi, ciddiye alınmama riskiniz de her zaman yüksektir. Hele soykırım gibi içinde sayısız acı, vahşet, yıkım barındıran “ağır” ve “ciddi” bir derdiniz varsa, o zaman işiniz daha da zordur. Sadece "yok olanlar”a değil “geride kalanlar”a karşı da bir sorumluluğunuz var demektir. İşte tüm bu noktalar düşünüldüğünde Gözlem Kitap’tan çıkan, Belçika asıllı İsrailli ünlü karikatürist Michel Kichka’nın yazıp çizdiği “İkinci Kuşak: Babama Söylemediklerim” isimli çizgi romanın önemi daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu çizgi roman, şaşırtıcı bir şekilde dürüst bir dile ve çarpıcı mizahi eleştirilere sahip yapısıyla, şimdiye kadar Holokost’u işleyen değme filmleri gölgede bırakıyor. Bununla birlikte, belki de Franz Kafka’nın “Babaya Mektup” kitabından beri bir babaya yazılmış en içten, en hüzünlü ve en etkileyici ağıt olduğunu her sayfasında ispatlıyor.