Sayfalar

11 Şubat 2021

Fortress / Sonsuz Kaçış (1992)

Filmimiz John ve Karen Brennick çiftinin,  Amerika Birleşik Devletleri sınırından Kanada’ya geçmeye çalışması ile açılır. Kısa sürede işler ters gider, bu ikili güvenlik kuvvetleri tarafından yakalanır ve üst düzey korunaklı, uzay teknolojileri ile tasarlanmış bir hapishaneye gönderilirler. Film süresince burada başlarına gelenleri izleriz…


6 Aralık 2020

Little Dieter Needs to Fly / Küçük Dieter’in Uçma Tutkusu (1997)

Werner Herzog kamerasını bu sefer Alman asıllı Amerikalı savaş pilotu Dieter Dengler’e çeviriyor. 1938 doğumlu Dieter 2. Dünya Savaşı’nı bizzat yaşamış ve o cehennem tablosunun içinde bulmuş kendini. Amerikan savaş pilotu evlerini bombalarken pilot ile göz göze geldiğini anlatıyor Dieter ve “İşte o an pilot olmak istemiştim” diyor.  Yönetmen Herzog arşiv görüntülerini sunuyor izleyiciye. Alman köyleri yanmış, harap olmuş. Gerçekdışı görüntüler gibi ama gerçek. Savaş bittikten sonra dükkan vitrinene konan sucuk ve o sucuğa sadece merakla, aç gözlerle bakan yenilmiş ülkenin vatandaşları... Dieter’in nasıl bir atmosferde büyüdüğünün gösterilmesi adına vurucu görseller.


5 Kasım 2020

Son Türbedar (1996)

Yücel Çakmaklı’nın yönetmiş olduğu 1996 yapımı Son Türbedar filminin bana kalırsa ana karakteri -biz onu yalnızca rüya sekansında ve filmin sonunda görüyoruz- Bektaş Subaşı için yazılan Yahya Kemal Beyatlı’nın “Ok” şiiri, zatı muhteremlerini anlatan eşsiz bir eser olmasının yanında, filmin de ana izlencesini belirleyen bir rehber... Sekiz sene gibi kısa bir süre tahtta kalmasına rağmen birçok şanlı zafer elde eden Yavuz Sultan Selim Han’ın, Bektaş Subaşı’yı ok atarken hayranlıkla izlediği, öldüğünde hüngür hüngür ağladığı rivayet edilir. Yavuz Sultan Selim’in döneminde ne kadar otoriter biri olduğunu biliyoruz. Başarısızlığa tahammülü olmayan Yavuz Sultan Selim, birçok vezirini de ölüme yollamıştır. Bektaş Subaşı’ya bu kadar değer vermesi işleri daha da ilginç kılıyor ve insanın merak duygusunu kamçılıyor. Bektaş Subaşı’nın türbesinin örtüsünü seren de padişahın ta kendisidir. Bu örtü ki filmin de ana objesi olacaktır…


12 Mayıs 2017

Cumhuriyet (1998)

Cumhuriyet filmi, hep savaş görmüş bir milletin bu kadar fedakarlıktan sonra dahi barış için de diplomatik bir savaş vermek zorunda olmasını, ilericiler ve gelenekçilerin karşı karşıya gelmesini, Saltanat ve Hilafetin kaldırılarak Cumhuriyet’in ilan edilmesini ve sonrasındaki Atatürk’ün inkılaplarını bizlere anlatıyor.


10 Mayıs 2017

Sarı Zeybek (1993)

Gazeteci Can Dündar’ın belgeselci kişiliğinden bahsedeceğimiz zaman, kuşkusuz aklımıza hemen “Mustafa” (2008) filmi gelecektir. Zira Atatürk’ü objektif bir bakış açısıyla ele almaya çalıştığı bu başarılı belgesel ile Can Dündar, ilk kez sadece Atatürk’ü konu edinen uzun metraj bir filme imza atmıştır. Ama elbette bu onun Atatürk hakkında çektiği ilk belgesel de değildir. Kendisi tam 24 yıl önce, 10 Kasım 1993’te televizyonda yayınlanmış olan “Sarı Zeybek” (1993) isimli orta metraj belgeselde, Atatürk’ün son 300 gününü 44 dakikaya sığdırmayı denemiştir.


19 Aralık 2016

Scent of a Woman / Kadın Kokusu (1992)

Alfredo James Pacino yani daha bildiğimiz şekliyle Al Pacino’ya “En İyi Erkek Oyuncu” Oscar’ını kazandırarak tarihte yerini almış bir kült film olan Scent of a Woman’dan (Kadın Kokusu) bahis açacağız. Film 1992 yılında Martin Brest yönetmenliğinde çevrilmiş ve döneminde dört dalda Oscar’a aday gösterilmiştir ancak sadece “En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanabilmiştir.


22 Ağustos 2016

Mononoke Hime / Princess Mononoke (1997)

Princess Mononoke, 1997 yılına damga vuran destansı bir anime. Hayao Miyazaki’nin emekli olmayı düşündüğü anime, getirdiği başarı sayesinde Miyazaki’nin bir sonraki “Spirited Away / Ruhların Kaçısı (2001)” animesiyle Oscar almasına da ön ayak olmuştur. Princess Mononoke, hikâyesinin “The Art of Princess Mononoke” adlı sanat kitabında Miyazaki tarafından yazılan şiirsel bir dille anlatımını okuduktan sonra hem sizi nasıl bir hikâyenin beklediğini göstermesi açısından hem de izlemiş olanlara hatırlatma açısından bu anlatım tarzının güzel bir yol olacağını düşündüm…


2 Kasım 2015

Judge Dredd / Yargıç Dredd (1995)

“A History of Violence / Şiddetin Tarihçesi” isimli grafik romanın yazarı olarak tanıdığımız John Wagner ve usta çizer Carlos Ezquerra’nın yarattığı kült İngiliz çizgi roman karakteri Judge Dredd’in 1995 yapımı sinema uyarlamasını izlerken, Stallone’li sıradan bir aksiyon filmi izliyormuşuz hissine kapılmamak neredeyse imkânsız. Ama birçok eksiğine rağmen filmin çizdiği post-apokaliptik portrenin oldukça başarılı olduğu da yadsınamaz bir gerçek!


30 Ekim 2015

The Crow / Karga (1994)

Bazı sanat eserleri, çekilen büyük acılar sonucunda ortaya çıkabiliyorlar. Kim bilir belki de, James O’Barr hiç beklenmediği bir trafik kazası sonucunda nişanlısını kaybetmeseydi, “The Crow” gibi bir şaheseri hiçbir zaman yazıp çizemeyecekti…


15 Şubat 2015

Jackie Brown (1997)

Hollywood’un çılgın yönetmeni Quentin Tarantino, Sundance Film Festivali’nde gösterildiğinde olay yaratan İlk filmi “Reservoir Dogs / Rezervuar Köpekleri (1992)” ile sinema dünyasında hatırı sayılır bir yer edindi. Bu filmde kullandığı döngüsel kurgu tekniğini, iki yıl sonra çektiği “Pulp Fiction / Ucuz Roman (1992)” isimli ikinci filminde daha da etkileyici bir hale getirerek kısa zamanda kült statüsüne erişen bir modern klasiğe imza attı. Ayrıca Akademiden “En iyi Orijinal Senaryo” Oscar’ını da kaptı! Ve Ucuz Roman’ın ardından üç yıl sonra Tarantino üçüncü filmi Jackie Brown’ı çekti. Jackie Brown’un senaryosunu Elmore Leonard'ın Rum Punch adlı kitabından uyarlayan Tarantino’nun, senaryosunu romandan uyarladığı tek filminin olduğunu ve filmi Jackie Brown’a hayat veren Pam Grier’e ithaf ettiğini de hatırlatalım…


Se7en / Yedi (1995)

Genelde David Fincher denilince aklımıza ilk olarak, Chuck Palahniuk’ın kitabından uyarlanmış, sistem eleştirisinin en iyi örneklerinden biri olan, “Fight Club / Dövüş Kulübü (1999)” filmi gelir. Fincher-vari yaratıcı giriş jeneriğini, filmden sonra bizde bıraktığı etkiyi, görsel anlamdaki başarısının yanında sarsıcı bir şekilde verdiği mesajı, kafaları allak bullak eden sürpriz sonunu ve Brad Pitt-Edward Norton ikilisinin karşılıklı döktürdüğü sahneleri hatırlarsak bu hiçte şaşırtıcı bir şey değildir. Fakat Dövüş Kulübü’nden daha önce Fincher’ı, Fincher yapan, onu sinema dünyasına kabul ettiren başka bir film vardır: “Se7en / Yedi”!


The Nightmare Before Christmas / Noel Gecesi Kabusu (1993)

"The Nightmare Before Christmas / Noel Gecesi Kabusu" filminin Tim Burton’ın eşsiz hayal gücünün bir ürünü olduğu gerçek; ama stop motion tekniğini ustalıkla kullanan yönetmen Henry Selick’in başarısını da göz ardı etmemek gerek!


8 Şubat 2015

The Matrix (1999)

“Gerçek nedir? Gerçeği nasıl tanımlarsın? Eğer, hissedebildiğin, koklayıp, tadıp, görebildiğin şeylerden söz ediyorsan “gerçek", beyne iletilen elektrik sinyallerinin yorumlanmasıdır.”


5 Şubat 2012

Ta’m e Guilass / Taste of Cherry / Kirazın Tadı (1997)

Acımı anlayabilirsiniz ama acımı hissedemezsiniz!

Ne arıyor bu adam? Bir şey mi, birini mi? Evet evet birini arıyor! Fakat kimi? İşçilere baktığına göre yaptıracağı bir işi olmalı. Bir inşaat işi falan herhalde… Ama o kadar işçinin içinden bir kişiyi bile seçmedi ya da seçemedi. Acaba nasıl birini arıyor; güçlü birini mi yoksa az para isteyecek birini mi? Ama yüzüne baktığını geçiyor, konuşmuyor bile…