Sayfalar

9 Haziran 2019

Sinemada Son Peygamberi Anla(t)mak (Özel Dosya)

İnsanoğlu yıllar boyunca O’nu ve bir yaşam boyu verdiği kutsal mücadeleyi hem anlamaya hem de anlatmaya uğraştı. Tabii ki bu yüce insanın, Allah’ın son elçisi Hz. Muhammed’in “anla”tılmaya çalışılması için sinemanın da bir araç olarak kullanılması kaçınılmazdı. Fakat tahmin edebileceğiniz üzere elimizde O’nunla ilgili çok fazla film yok. Son Peygamber’in anlatıldığı üç sinema filmini sizin için detaylı bir şekilde inceledik. İyi okumalar...


5 Mart 2019

Les Quatre Cents Coups / The 400 Blows / 400 Darbe (1959)

Kısaca: Les Quatre Cents Coups, François Truffaut tarafından yazılıp yönetilmiştir. Truffaut'un ilk uzun metraj çalışması olan film, Fransız Yeni Dalgası'nın da ilk filmidir. Truffaut'un özyaşam öyküsünden yansımalar içeren film bu yönüyle de otobiyografik unsurlar içermektedir. Bir çocuğun ev-okul-sosyal çevre arasında yaşadığı sorunları ele almasıyla eğitim temalı filmler içinde de dikkat çeken bir yere sahiptir.


29 Ocak 2019

Blackboard Jungle (1955)

Kısaca: Blackboard Jungle, Richard Brooks'un senaryosunu Evan Hunter'ın aynı isimli romanından uyarladığı ve yönettiği bir filmdir. Kadrosunda, Glenn Ford, Louis Calhern, Margaret Hayes gibi döneminin tecrübeli oyuncuları yanı sıra Anne Francis, Sidney Poitier, Vic Morrow gibi nispeten genç ama başarılı oyuncuların da bulunduğu film 4 dalda Oscar'a aday gösterilmiştir. Özellikle liseli gençleri canlandıran Poitier ve Morrow, döneminin eleştirmenlerinden tam not almıştır. Film, 1950'li yıllarda gençliğin içinde bulunduğu durumu mühim bir sorun olarak ele alan ilk eğitim temalı filmdir.


25 Haziran 2017

The Message / Çağrı (1976)

Geleneksel sanatlarda kendisini ziyadesiyle hissettiren din, belki de kaçınılmaz olarak sinema gibi modern sanatlarda da kendisine yer bulabilmiştir. İlk olarak 1898 yılında Georges Melies’in yönettiği The Temptation of Saint Anthony filmiyle dinin sinemada konu edilişine tanık oluruz. Bu ilk filme birkaç yıl sonra yenileri eklenmeye başlar. Örneğin Lucien Nonguet ve Ferdinand Zecca’nın yönettiği 1903 yapımı Life and Passion of the Christ bunlardan biridir. Böylece 20. yüzyılın başlarından itibaren günümüze kadar din konulu filmler beyazperdeye yansımaya devam eder.


23 Nisan 2017

Çocukların Gözünden Hayat (Özel Dosya)

Bugünün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olması vesilesiyle sizler için özel bir dosya hazırlamaya karar verdik ve daha önce Maksat Sinema Olsun’da yayımlanmış yazılar arasından, çocukların baş rolde olduğu uzun metraj filmleri özenle seçtik. Ayrıca dosyaya bir tane de anime dizisi ekledik. Çocukların gözünden hayatı gözler önüne seren, birbirinden farklı tür ve tarzlardaki bu filmleri keşfederken keyif almanız dileğiyle, iyi okumalar...


31 Temmuz 2012

Maksat Sinema Olsun "1" Yaşında: Parlayan Bez ya da Hayat Sineması

Takvimler 31 Temmuz 2011 tarihini gösterdiği zaman “Her şey bir Rüya ya da Maksat Sinema Olsun” demiştik. Şimdi aradan tam bir yıl geçti, anlayacağınız Maksat Sinema Olsun şimdi bir yaşında! İşte bu güzel haberin şerefine, çok uzun zaman önce ‘Hayat Sineması’ adında bir sinema salonunda –o zamanlar genç olan- bir adamın bana anlattıklarını paylaşmak istiyorum sizinle:


6 Şubat 2012

Paradise Now / Vaat Edilen Cennet (2005)

Ölüm korkusuyla yaşıyorsan, zaten ölüsündür.

İşte… Filistin tam karşımda… Eğer şu ilerideki İsrail askerlerinin kontrol noktasından geçebilirsem, Filistin’e girebileceğim. Muhtemelen aklında bu düşüncelerle cesaretini toplayan Suha, sonunda kontrol noktasına doğru ilerliyor.


5 Şubat 2012

Ta’m e Guilass / Taste of Cherry / Kirazın Tadı (1997)

Acımı anlayabilirsiniz ama acımı hissedemezsiniz!

Ne arıyor bu adam? Bir şey mi, birini mi? Evet evet birini arıyor! Fakat kimi? İşçilere baktığına göre yaptıracağı bir işi olmalı. Bir inşaat işi falan herhalde… Ama o kadar işçinin içinden bir kişiyi bile seçmedi ya da seçemedi. Acaba nasıl birini arıyor; güçlü birini mi yoksa az para isteyecek birini mi? Ama yüzüne baktığını geçiyor, konuşmuyor bile…


6 Aralık 2011

August Rush / Kalbini Dinle (2007)

The music is all around US, all you have to do is listen.
(Müzik her tarafta, tek yapmanız gereken dinlemek.)

Doğanın etkileyici görselliğiyle süslenmiş bir sahnedeki masum bir çocuğun sevgi dolu duruşunu, ruha dokunan bir müzikle tamamlayarak ortaya çıkarılmış bir jenerik… Akabinde ise perdede bir yetimhane... Korkmayalım; isminden de anlaşılacağı üzere bu yetimhanede geçen bir çocuk istismarı filmi değil. Her ne kadar masum çocuğumuz Evan Taylor (Freddie Highmore)’a, yetimhanede sataşmalar görsek de, bunlar çok da insanın ruhunu acıtacak sahneler değil. Aslında film bu girişiyle şöyle bir mesaj veriyor: “Ben, her şeye rağmen  pozitif bir filmim.”


29 Kasım 2011

Film Mahkemesi #2: Signs (2002)

"Empire" isimli sinema dergisini takip etmiş olanlar bilirler; "Film Mahkemesi" bölümü, bu derginin son sayfalarında yer alan, son derece yaratıcı ve okuması bir hayli keyifli bir bölümdür. Derginin Ocak 2009 sayısı ile Türkiye'deki yayın hayatına son vermesi, bizi fazla üzdüğünden bu bölümden esinlenerek kendimize has bir "Film Mahkemesi" yapalım dedik.  Bu ay mahkemede İşaretler var. (Bir Önceki Mahkeme: ŞirinlerHazırsanız mahkeme başlasın!


23 Kasım 2011

Sinema Sohbetleri #3: Almanya - Willkommen in Deutschland (2011)

Göç, insana ne hissettirir? Ayrılık, acı, korku, bilinmezlik, özlem, yabancılaşma... Ama göçün salt bu ve bunun gibi duyguların içine hapsolunarak anlatılamayacağını, insanın mizahi yanına dokunarak da bu duyguların hissettirilebileceğini “Almanya - Willkommen in Deutschland” filmiyle beraber daha iyi anlayan Tatar Kardeşler, şimdi de bu film ile ilgili düşüncelerini anlatmaya çalışıyorlar…

Almanya’ya hoş geldiniz!


10 Kasım 2011

Zookeeper / Hayvan Bakıcısı (2011)

Hayvanlarla ilgili bir komedi filmi diyince ilk olarak aklıma (animasyonlar dışında) Ace Venture: When Nature Calls (1995) gelir. Mizahi saçmalıktaki bir konuya (yani saçma sapan değil), Jim Carey’nin harika mimikleri ile sergilediği kaliteli oyunculuğu eklenince, bugün bile izlediğimde katıla katıla gülebildiğim o unutulmaz yapım ortaya çıkıyor. Tabi bu şekilde hayvanların komedi unsuru olarak kullanıldığı birçok film var ama bunların çok azı başarılı denebilecek seviyede.


8 Kasım 2011

Cowboys & Aliens / Kovboylar ve Uzaylılar (2011)

Uzaylılar… Sinemanın vazgeçemediği, yıllardır ısrarla yineleyerek işlediği yaratıklar. Sağ olsun, beyazperde sayesinde yarın öbür gün bir uzaylı saldırısı ya da ziyareti olsa, hiç şaşırmadan –aynen filmlerdeki gibi- bu durumu normal karşılayacağız.


2 Eylül 2011

Film Mahkemesi #1: The Smurfs (2011)

"Empire" isimli sinema dergisini takip etmiş olanlar bilirler; "Film Mahkemesi" bölümü, bu derginin son sayfalarında yer alan, son derece yaratıcı ve okuması bir hayli keyifli olan bir bölümdür. Derginin Ocak 2009 sayısı ile Türkiye'deki yayın hayatına son vermesi bizi fazla üzdüğünden, bu bölümden esinlenerek kendimize has bir "Film Mahkemesi" yapalım dedik.  Bu ay mahkemede Şirinler var. Hazırsanız mahkeme başlasın!


Sinema Sohbetleri #2: Captain America: The First Avenger (2011)

Tatar kardeşler, bir gece vakti terasta keyif yapıp gökyüzünü seyrederlerken uzaklardan bir uçak geçer.

Uğur: Aa uçağa bak!

Ümit: Hayır, o kayan bir yıldız(!)

Uğur: Yok artık! Bir de Superman deseydin!

Ümit: Superman olamaz çünkü onun gelmesine daha çok var.

Uğur: İşte bende onu diyorum.


21 Ağustos 2011

Sinema Sohbetleri #1: Inception (2010)

Kutsal Rüya'dan bir gün sonra...

Ümit: Bir rüya nelere kadir değil mi Uğur?

Uğur: Nasıl yani?

Ümit: Düşünsene bir rüya bize bir blog kurdurdu.

Uğur: Oda bir şey mi Abi! Bak Christopher Nolan’a, adam rüya gibi bir film çekmiş.

Ümit: Inception!