Sayfalar

13 Ekim 2021

RUR: Rossum’un Üniversal Robotları - Karel Čapek & Kateřina Čupová (Çizgi Roman Eleştirisi)

İçinde bulunduğumuz bu çığrından çıkmış zamanda birer kul olan robotların, efendisi insanoğlunu köleleştirdiğine dair birçok hikâyeye şahit olduk. Şimdilerde bu uçuk kaçık başkaldırı hikâyeleri bize çok sıradan hatta kaçınılmaz bir gelecek tasviri olarak gelebilir. Ama bundan tam bir asır önce Karel Čapek, insanlığı “robot” kelimesiyle tanıştırdığı “R.U.R.” isimli tiyatro oyunu ile herkesi şok etmişti. 1921’de seyirci ile buluşan, birkaç yıl sonra ise dünya çapında bir efsaneye dönüşen bu oyunun başarısı elbette sadece dönemini çok iyi analiz etmesi değildi. Aynı zamanda geleceği tahmin etmekte bir kâhin kadar başarılı olan oyun, insanlığın sonunu getirecek korkunç güne dair eleştirel alt metni ile de zamansız bir şaheser olduğunu ispatlıyordu. Telemak Kitap’dan çıkan “RUR: Rossum’un Ünivarsal Robotları”nda Čapek’ten bir asır sonra kolları sıvayan Kateřina Čupová, bu ölümsüz eseri çizgi roman dünyasına taşıyor. Büyüleyici bir sadelik ile göz kamaştırıcı bir görselliği aynı potada eriten Čupová, orijinal esere yakışan bir uyarlama ortaya koymayı başarıyor.


31 Aralık 2020

Kırışıklıklar - Paco Roca (Çizgi Roman Eleştirisi)

İspanyol karikatürist Paco Roca’nın grafik romanı “Kırışıklıklar”, baş karakteri Emilio’nun yaşlılığında, hayatının son demlerini rahat ve huzurlu bir ortamda yaşaması için huzur evine yerleştirilmesiyle açılıyor! Tabii iyi niyetli birisi böyle düşünebilir ama gerçekte olan ise çocukların küçüklüklerinde kendilerini bakan büyüten anne babalarını, onlar yaşlanınca huzur evlerine “postalamaları” olarak söyleyebiliriz. Acı ama gerçek… Emilio’nun çocuğu da hayat telaşı, belki eşinin zorlanıp istememesi gibi sorunlardan dolayı babasını bakım evine bırakıyor. Oğlu, Emilio’yu hangi sebeple huzur evine bıraktığını söylenmese de Emilio’nun kendisinde “alzheimer” başlangıcı olduğu için sebebini tahmin etmek çok zorlaşmıyor…


21 Aralık 2020

A’mâk-ı Hayal: Birinci Kitap - Mustafa A. Kara (Çizgi Roman Eleştirisi)

İnsanoğlu, ciğerlerini acıyla dolduran o ilk nefesi aldığı anda, büyük yolculuğuna da ilk adımını atmış oldu. Evet, hayat büyük bir yolculuktur. Bu yüzden de bu büyük yolculuğu daha iyi idrak etmemizi sağlayan her küçük yolculuk, varoluş bilmecesini çözmemizde bize biraz daha yardımcı olacaktır. Bu bazen fiziksel bir yolculuk olabileceği gibi bazen de düşsel bir sergüzeşt ya da manevi bir seyahat de olabilir. Tuti Kitap’tan çıkan, Mustafa A. Kara’nın Filibeli Ahmed Hilmi’nin aynı adlı eserinden senaryolaştırıp çizdiği “A’mâk-ı Hayal”, başkarakterimiz Râci’nin hayallerinin derinliklerinde unutulmaz bir yolculuk vaat ediyor. Bu yolculukta bazen Gotama Buda ile hasbihâl ediyor, bazen Hürmüz’ün ordusunun bir neferi olarak kılıç kuşanıyor, bazen de küçük bir Hintli çocuk olarak Yaratılış’a tanıklık ediyoruz…


5 Aralık 2020

Yaşlı Adam ve Deniz - Thierry Murat (Çizgi Roman Eleştirisi)

“En güzel şiirler,” der Ahmet Hâşim, “manalarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir.” Büyük şaire katılmamak elde değil. Ama ben biraz da haddimi aşarak, bu cümleyi bütün edebi eserlere hatta bütün sanat eserlerine uyarlamak isterdim. Kağıttaki harf toplulukları, perdedeki hareketli görüntüler ya da tuvaldeki boya lekeleri; okuyucuyu, izleyiciyi -ya da ne demek istiyorsanız onu deyin- iç dünyasında yaptırdığı yolculuk kadar başarılı değil midir? Nihayetinde sanat, içsel bir yolculuğun kapılarını aralamaz mı? Bu “yolculuk” illaki gerçek hayattan kaçış olmak zorunda değildir; bazen bir yüzleşme bazen bir kabullenme bazen de bir mücadeledir. Ama hepsi hayatın bir parçasıdır. Belki de sanat eseri, hayattan beslendiği kadar güçlüdür. Bilgi Yayınevi’nden çıkan, Fransız çizer Thierry Murat’ın Ernest Hemingway’in aynı adlı romanından uyarlayarak yazıp çizdiği “Yaşlı Adam ve Deniz”, insan ve doğanın kadim mücadelesini lokal ölçekte ve olabilecek en yalın şekilde anlatırken, herkesin farklı okumalar yapabileceği zengin bir hikaye deneyimi sunuyor. Ama farklı okumalar ile cebelleşirken boğulup “hayat” tadındaki bu hikayenin sunduğu asıl güzellikleri kaçırmanız da oldukça olası. Zira bu çizgi roman, tıpkı uyarlandığı eser gibi asıl gücünü sadeliğinden ve samimiyetinden alıyor…


1 Aralık 2020

Kahraman Türk Kadınları - Mavisel Yener & Murat Sayın (Çizgi Roman Eleştirisi)

Söz konusu vatan olunca hamasi laflar söylemekten geri kalmayan bol olur olmasına da bu vatanı kurtarmak için canını veren kahramanların kim oldukları ve ne yaptıkları pek umursanmaz. Özellikle de er kişinin işi olarak anılan savaşta, kadınların birer “kahraman” olması bir mucizenin gerçekleşmesi gibi nadir hatta imkânsız bir şey gibi görülür. Ama tarihimize baktığımızda bunun böyle olmadığı aşikârdır. Anadolu kadınının hem cephede bilfiil savaştığı hem de cephe gerisinde canını dişine takarak cephane taşıdığı, yaralıları iyileştirmek için çırpındığı, asker için erzak topladığı ve daha sayamayacağımız kadar çok işi layıkıyla yaptığı düşünüldüğünde, kadınların bu vatanın kurtuluşundaki önemli rolü daha iyi anlaşılabilir. Bu kadın kahramanlar arasından haklı olarak sivrilen bazıları vardır ki onlar sembol bir isim olmaktan çok daha fazlasıdır! Bilgi Yayınevi’nden çıkan, Mavisel Yener’in yazdığı ve Murat Sayın’ın çizdiği “Kahraman Türk Kadınları”, Milli Mücadele’nin başarıyla sonuçlanmasında büyük pay sahibi olan kahraman kadınlarımızı; Nene Hatun, Hemşire Safiye, Onbaşı Nezahat, Gördesli Makbule, Asker Saime, Tayyar Rahime, Kılavuz Hatice ve Kara Fatma’yı mercek altına alıyor…


29 Kasım 2020

Bloodshot Cilt 1: Dünyayı Ateşe Boğmak - Duane Swierczynski & Manuel Garcia & Arturo Lozzi (Çizgi Roman Eleştirisi)

Bizi biz yapan şey nedir? Nasıl göründüğümüz, nasıl konuştuğumuz ya da neleri sevip neleri sevmediğimiz mi? Bir şeye sonsuz bir inançla bağlı olmamız mı yoksa bizim için kutsal olan bir amacın peşinden gitmemiz mi? Bu sorunun tek bir cevabı olduğunu hiç sanmıyorum. Nasıl her insanın ona özel bir parmak izi varsa, bu sorunun cevabı da her insanda farklı bir anlam ile şekillenecektir. Ama takdir edersiniz ki bizi biz yapan şeyi keşfetmeden önce bir kimliğe sahip olmamız gerekir. Nihayetinde kim olduğunu bilmeyen birinin, ne yapmak istediğini bilmesi de mümkün değildir… Büyülü Çizgi Roman tarafından yayınlanan, Duane Swierczynski’nin yazdığı, Manuel Garcia ve Arturo Lozzi ikilisinin çizdiği “Bloodshot Cilt 1: Dünyayı Ateşe Boğmak” isimli çizgi roman, Bloodshot’un üçüncü kez başa sarılarak anlatılan hikayesinin girizgâhı olma özelliğine sahip. Belki de Valiant Evreni’nin en talihsiz kahramanı olan Bloodshot’un kim olduğunu arayış hikayesi, birçok parçası eksik bir yapboz gibi soru işaretleriyle dolu bir dünyada durmaksızın süren bir aksiyon vaat ediyor.


25 Kasım 2020

Harbinger Cilt 1: Omega’nın Başkaldırısı - Joshua Dysart & Khari Evans (Çizgi Roman Eleştirisi)

Çoğu zaman sıradan insanların hayallerini, sıra dışı güçlere sahip olmak süsler. Ama Spider-Man’in bize öğrettiği bir şey varsa, o da büyük gücün büyük sorumluluk getirdiğidir. Ve şimdiye kadar okuduğumuz ya da izlediğimiz tüm süper kahramanlar aslında bu büyük gücün ezici sorumluluğunu gözler önüne serer. Bazıları bu güç ile baş etmek konusunda zorlansa da sonunda onunla yaşamanın bir yolunu bulur; bazıları ise bu gücün altında ezilir ve yoldan çıkar, sonsuza kadar… Güce sahip olan “iyiler” ve “kötüler” arasındaki çizgiyi belirleyen, belki de bu sorumluluk duygusudur; kişinin kendisine, en yakınındakilere ve içinde yaşadığı topluma duyduğu sorumluluk. Hasılı her şey insanoğlunun kadim iptilası olan güç ile ilgilidir! Büyülü Çizgi Roman tarafından yayınlanan, Joshua Dysart’ın yazdığı ve Khari Evans’ın çizdiği “Harbinger Cilt 1: Omega’nın Başkaldırısı” isimli çizgi roman, geçmişe sünger çekerek Valiant Evreni’nin en popüler kahramanlarından biri olan Peter Stanchek’i yepyeni bir maceranın içinde konumlandırıyor. Gerilim dozu yüksek bu macera, Peter Parker’in zihninde çınlayan o meşhur "büyük güç-büyük sorumluluk” mottosunun bir benzeri etrafında dönüyor: “Güç, taşıması kolay bir armağan değildir.”


22 Kasım 2020

Dragonero - Luca Enoch & Stefano Vietti & Giuseppe Matteoni (Çizgi Roman Eleştirisi)

Her ne kadar akla hemen J. R. R. Tolkien gelse de fantastik edebiyatın köklerini aslında peri masallarında aramamız gerekir. Bununla birlikte Elf ırkından yazılı olarak bahseden ilk kişi de Tolkien değil, Alman yazar Johann Ludwig Tieck’dir. Tieck’in 1812 yılında yayımlanan “Elfler” isimli masalı, üç ciltlik Phantasus adlı eserinin birinci cildinde karşımıza çıkar. Elbette sonrasında fantastik edebiyatın şahlanışı Tolkien’in mimarlığında olacak ve onun açtığı yolda ilerleyen birçok yazar; Elf, Cüce, Ork gibi ırkları bünyesinde barındıran birbirinden farklı fantastik dünyalar inşa edecektir. Oğlak Yayınları’nın markası olan Maceraperest Çizgiler’den çıkan, Luca Enoch ile Stefano Vietti’nin birlikte yazdığı ve Giuseppe Matteoni’nin çizdiği “Dragonero”, fantastik edebiyatın tüm gerekliliklerini yerine getiren bir çizgi roman olarak hem seleflerini anımsatan hem de özgün olmayı başaran macera ve gerilim dolu bir yol hikayesi sunuyor…


18 Kasım 2020

Dövüş Kulübü 3 - Chuck Palahniuk & Cameron Stewart (Çizgi Roman Eleştirisi)

Efsaneyi başlatan “Fight Club” ya da namıdiğer “Dövüş Kulübü” kitabının yayımlanmasının üzerinden neredeyse çeyrek asır geçti. 2015 yılında isminin sonuna “2” rakamını alarak yoluna çizgi roman olarak devam eden “Dövüş Kulübü”, inşa ettiği kaotik evreni bir tık daha öteye götürerek, yaratıcı ekipte bir değişiklik olmadan, yine çizgi roman formatında kaldığı yerden devam ediyor! Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan, Chuck Palahniuk’un yazdığı ve Cameron Stewart’in çizdiği “Dövüş Kulübü 3”, dünyaya korkunç bir hızla yayılan bir virüsün yarattığı kaosu merkezine alıyormuş gibi gözükebilir. Fakat bu alternatif kıyamet senaryosu; adı sürekli değişen başkarakterimizin disosiyetif kimlik bozukluğundan kaynaklanan hezeyanlarıyla, Sigmund Freud’a “Ben ne işe yararım?” dedirtecek bir dünya yaratma arzusuyla ve Salvador Dali’nin düşlerinden bile daha Sürrealist olan atmosferiyle bizi beklemediğimiz bir anda suratımıza inen bir yumruk kadar şaşırtıyor.


14 Kasım 2020

Varto - Gorune Aprikian & Stéphane Torossian (Çizgi Roman Eleştirisi)

“Onca insan var, insanlar vardı. Çıkarını sağlayanlar ister camiye gitsinlerdi, ister kilise ya da havraya.” der “Kanlı Topraklar” kitabında Orhan Kemal, “İsimleri ister Ahmet, Mehmet, Ali olsun, ister Bogos, Vartan, Alfred, Haçopulo.” “Öteki”nin hikayesini anlatmak her daim çok zordur. Hele bazı hikayeler girdap gibidir, bir girdiniz mi çıkamazsınız; anlatsanız bir derttir, anlatmasanız bir dert! İşte “Ermeni Tehciri”de böyle bir meseledir. Yıllarca üzerine konuşulmayan ve edebiyatımızda da pek örneği olmayan bu mesele artık çizgi roman olarak karşımızda. Aras Yayıncılık’tan çıkan, Gorune Aprikian’ın yazdığı ve Stéphane Torossian’ın çizdiği “Varto”, “Ermeni Tehciri”nin uygulandığı 1915 yılında bir Türkün refakatinde amcalarının köyüne ulaşmaya çalışan iki Ermeni çocuğun yolculuğuna dahil eder bizi…


12 Kasım 2020

Konuş Maria - Bernardo Fernández (Çizgi Roman Eleştirisi)

Genelde insanlar, anlamadıkları şeyleri yok saymaya, bunu yapamıyorlarsa da ötekileştirmeye bayılır. Bu tarz insanlar için “normal” olmayan her birey, acınması ama daha önemlisi uzak durulması gereken ruhsuz bir varlık gibidir. Tabii ki otistik bozuklukları olan çocuklar da toplumun bu vicdansızlığından nasibini alır. Ama çoğu durumda onlar bunun farkında bile değildir. Zira onlar aslında yaşamla baş etmenin yollarını arar. Öte yandan ebeveynleri ise bir bataklığın içine düşmüştür; tahayyül edilemeyecek kadar dipsiz, karanlık ve çaresizlikle dolu bir bataklık! Bu konuda okumalar yaptığımızda karşımıza çıkacak durum kısaca şudur: çocuğunun otizmli olabileceğini öğrenen ebeveynler önce bunu şiddetli bir şekilde reddediyor; daha sonra da bundan emin olmak için ilgili bütün testleri yaptırıyor. İşte bir cümleye sığan bu süreç, haftalarca hatta aylarca sürecek çileli ve acımasız bir yolculuk demek. Üstelik sonunda alacağınız cevabın, size umut mu vereceğini yoksa umutlarınızı mı yıkacağını da bilmiyorsunuz… Sola Unitas Yayınları’ndan çıkan ve “Bef” adıyla da bilinen Meksikalı çizer Bernardo Fernández’in yazıp çizdiği “Konuş Maria” isimli çizgi roman, işte bu çileli ve acımasız yolculuğun kısa ama suratımıza inen bir tokat kadar çarpıcı özetini sunuyor.


10 Kasım 2020

İkinci Kuşak: Babama Söylemediklerim - Michel Kichka (Çizgi Roman Eleştirisi)

Tarihsel gerçeklere dayanan bir çizgi roman yapmak, herhalde kurmaca bir dünya yaratmaktan çok daha zor olsa gerek. Zira meseleyi çizgilerle anlatırken hedefinizden sapmanız ya da yanlış anlaşılmanız olasılık dahilinde olduğu gibi, ciddiye alınmama riskiniz de her zaman yüksektir. Hele soykırım gibi içinde sayısız acı, vahşet, yıkım barındıran “ağır” ve “ciddi” bir derdiniz varsa, o zaman işiniz daha da zordur. Sadece "yok olanlar”a değil “geride kalanlar”a karşı da bir sorumluluğunuz var demektir. İşte tüm bu noktalar düşünüldüğünde Gözlem Kitap’tan çıkan, Belçika asıllı İsrailli ünlü karikatürist Michel Kichka’nın yazıp çizdiği “İkinci Kuşak: Babama Söylemediklerim” isimli çizgi romanın önemi daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu çizgi roman, şaşırtıcı bir şekilde dürüst bir dile ve çarpıcı mizahi eleştirilere sahip yapısıyla, şimdiye kadar Holokost’u işleyen değme filmleri gölgede bırakıyor. Bununla birlikte, belki de Franz Kafka’nın “Babaya Mektup” kitabından beri bir babaya yazılmış en içten, en hüzünlü ve en etkileyici ağıt olduğunu her sayfasında ispatlıyor.


Atatürk: Bir Ulusun Kurtarıcısı - Mehmet Şenocak (Çizgi Roman Eleştirisi)

“Sanatkar,” der Mustafa Kemal Atatürk, “toplumda uzun mücadele ve gayretlerden sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.” Atatürk’ün bu övgüsüne mazhar olacak bir sanatçı olan Mehmet Şenocak’ı AnimaTürk Animasyon’un kurucusu olarak tanıyoruz. Ama onu 20 yıldır Türkiye’de yüzlerce kısa ve orta metrajlı animasyon filme yapımcı, senarist ve yönetmen olarak damgasını vurmasından daha önemli yapan bir şey var, o da Şenocak’ın dünyanın ilk Atatürk animasyon filmine imza atan isim olması! 2 bölümden oluşan ve toplamda 20 dakikalık bir süreye sahip olan “Atatürk: Bir Ulusun Kurtarıcısı” (2018) isimli animasyon filmin aynı isimli çizgi romanı ise filmin yayınlanmasından 1 yıl sonra piyasaya çıktı. Sadece filmin kitap hali olarak bakamayacağımız bu çizgi roman, filmi izlemiş olsanız bile size “yeni” bir deneyim yaşatacak kadar iyi tasarlanmış.


7 Kasım 2020

Ameliyat Arası - Prof. Dr. Metin Ertem (Çizgi Roman Eleştirisi)

Modern dünyada, insanoğlunun sadece bir tek uzmanlık alanı olmalı gibi enteresan bir algı vardır. Söz gelimi, şayet bir mali müşavirseniz, sizin bir enstrüman çalmanız, müzikle yakından ilgilenmeniz insanlar tarafından çok garip karşılanacaktır. Ya da sinemaya gönülden bağlı bir öğretmen olduğunuzu düşünün. Bir film çekmek için yola çıksanız, muhtemelen önce etrafınızdaki o “okumuş” öğretmen dostlarınız sizin yaptığınız işi yadırgayacak ve yargılayacaktır. Bu örnekleri çoğaltmak pekala mümkün. Halbuki geçmişteki “ünlü” isimlere baktığımızda durumun hiç öyle olmadığını görüyoruz; birçok alimin, bilim adamının, sanatçının birden fazla uzmanlık alanı var. Örnek mi istiyorsunuz? Mesela Michelangelo’nun Sistine Şapeli’ne “Adem’in Yaratılışı”nı işleyen ellerinin, aynı zamanda usta bir şairin elleri olduğunu biliyor muydunuz? Peki, şimdi size bir genel cerrahın aynı zamanda maharetli bir karikatürist olduğunu söylesem… Oğlak Yayınları’ndan çıkan ve Prof. Dr. Metin Ertem’in imzasını taşıyan “Ameliyat Arası”, sadece cerrahlarla ilgiliymiş gibi gözükse de evrensel konuları başarıyla mercek altına alan keyifli bir karikatür albümü olduğunu her sayfasında ispatlıyor.


5 Kasım 2020

Sarmaşık - Yekta Kopan & Levent Gönenç (Çizgi Roman Eleştirisi)

“Ayrılıklar seni umutsuzluğa düşürmesin. Bir daha buluşmak için bir elveda gereklidir.” der “Mavi Tüy” isimli kitabında Richard Bach, “Ve bir daha buluşmak, dakikalar ya da ömürler sonra, dost olanlar için kaçınılmazdır.” Can Yayınları’ndan çıkan, Yekta Kopan’ın yazdığı ve Levent Gönenç’in çizdiği “Sarmaşık” isimli çizgi romanda da bir “ömür" sonra gerçekleşen bir yeniden buluşmaya şahit oluyoruz. Haylaz bir kedinin peşine takılan “kaybolmuş” bir yazarı merkezine alan basit hikaye, ilerleyen sayfalarda girift bir hal alıyor ve geçmişin yarım kalmışlıkları ile şimdinin pişmanlıkları arasında gidip gelen biraz buruk ama hoş bir sohbete dönüşüyor.


4 Kasım 2020

Stranger Things: Diğer Taraf - Jody Houser & Stefano Martino (Çizgi Roman Eleştirisi)

Duffer Kardeşler’in yarattığı Netflix dizisi “Stranger Things”, 4 senelik kısa mazisine rağmen artık bir efsaneye dönüşmüş durumda. 80’lerin popüler kültürüyle günümüz seyircisinin beklentilerini başarıyla harmanlayabilmesi bir yana, John Carpenter ve Stephen King gibi korku ustalarının yarattığı tedirgin edici evrenleri anımsatan atmosfer tasarımıyla da gönülleri fethettiği bir gerçek. Peki, 4. sezon yoldayken Hawkins’te yeni bir maceraya ne dersiniz? Epsilon Yayınevi’nden çıkan, Jody Houser’in yazdığı ve Stefano Martino’nun çizdiği “Stranger Things: Diğer Taraf”, dizinin 1. sezonunda yaşananları, bu kez Will Byers’in gözünden anlatıyor.


2 Kasım 2020

Sahi Nedir Faşizm? - Lena Berggren & Kalle Johansson (Çizgi Roman Eleştirisi)

Tıpkı sinemada olduğu gibi çizgi romanlar söz konusu olduğunda da karşımıza sadece hayal ürünü bir hikayenin çıkmasını beklemek son derece yanlış olur. Biyografik çizgi romanlar ile birlikte belgesel’vari çizgi romanlar, bu mecranın sadece eğlenmek ve iyi vakit geçirmek için olmadığını ispatlar niteliktedir. Ginko Çocuk tarafından yayınlanan “Sahi Nedir Faşizm?”, işte böyle çizgi romanlardan bir tanesi. İsveç’te Umeå Üniversitesi’nde tarih doçenti olan Lena Berggren ile bu çizgi roman kapsamında yapılan röportaj, kurgu dışı grafik eserler konusunda kendini ispatlamış bir çizer olan Kalle Johansson’ın ellerinde hem ilgi çekici hem de eğitici bir çizgi romana dönüşmüş.


1 Kasım 2020

Fırıldak Ailesi (Çizgi Roman Eleştirisi)

Türkiye’nin yetişkinler için yapılan ilk animasyon dizisi ünvanına sahip olan “Fırıldak Ailesi”, 3 sezon halinde toplam 80 bölümlük dizi macerasından sonra bildiğiniz gibi 2017 yılında “Fırıldak Ailesi: Batsın Bu Orta Dünya!” ismiyle sinema perdesinde de boy göstermişti. Grafi2000’in kurucusu olan Varol Yaşaroğlu’nun yarattığı bu serinin yazar ve yönetmen kadrosunda birkaç isim sayabilsek de dizinin ve sinema filminin hem yazar hem de yönetmenlerinden biri olan Haluk Can Dizdaroğlu’nun öne çıktığını görüyoruz. Zaten 2019 yılında Eksik Parça Yayınları’ndan çıkan “Fırıldak Ailesi” çizgi romanının yazarı da Haluk Can Dizdaroğlu’nun başkası değil. İki bölümden oluşan bu kısa çizgi roman, diziyi sevenlere keyif verecek bir yapıya sahip.


31 Ekim 2020

İran Usulü Metamorfoz - Mana Neyestani (Çizgi Roman Eleştirisi)

“Bazı insanlar,” der Cenap Şahabettin, “başkasının özgürlüğüne engel olmadıkça kendisini tamamen özgür hissetmez.” Farklı zaman diliminde ve farklı coğrafyada bir başka isim de bu sözle paralel bir hikayenin peşine takılıyor. Baobab Yayınları’ından çıkan “İran Usulü Metamorfoz” isimli eserinde Mana Neyestani, özgürlük kavramını sorgularken, bir yandan kafasına balyoz gibi inen totaliter sistemi tüm samimiyetiyle hicvediyor, bir yandan da otobiyografik bir metni toplumsal bir panoramaya dönüştürmeyi başarıyor. Üstelik aralara serpiştirdiği göndermelerle çizgi romanı okurken aldığımız entelektüel keyfi artırması ve sinematografik bir anlatım biçimi ile yaşadığı hayatı adeta film gibi izlememize olanak sağlaması da cabası!


24 Ekim 2020

Ben Rene Tardi: Stalag IIB Kampında Savaş Esiri - Tardi (Çizgi Roman Eleştirisi)

Jacques Tardi, "Ben Rene Tardi: Stalag IIB Kampında Savaş Esiri" isimli eserinde, babasının İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından esir alınmasını ve 5 yıl boyunca Hammerstein’da Stalag IIB esir kampında 
16402 sicil numarasıyla açlığa, hastalığa, dipçik darbelerine ve nice zorluklara karşı direnişinin hikayesini çizgi roman olarak somutlaştırıyor ve  okurlara bu muazzam eseri takdim ediyor. Stalag, Stammlager sözcüğünden kısaltılmış, düşük rütbelilerin gönderildiği esir kampı anlamına gelmektedir.